ResIstanbul-İstanbul’daki Nato karşıtı mücadeleyi destekle!
2004 Haziran’ında tarih tekerrür ediyor. “Eğer egemenler barıştan konuşuyorlarsa, bilinki savaşı kastediyorlar.” İstanbul’da 28-29 Haziranda biraraya gelecek olan emperyalist-militaristler “barış”, “barışcıl misyon”, “insan haklarının korunması”, demokrasiyi inşa etmek” laflarını ağızlarından düşürmeyeceklerdir. Bütün bu lafların arkasında gizlemeye çalıştıkları ise meselenin, dünyanın yeniden paylaşımının olduğudur. Bu seferki Nato toplantısının ana konusunu Irak’ın işgali ve Ortadoğu’nun yeniden şekillendirilmesi için oluşturulan “Büyük Ortadoğu Projesidir(BOP).” Nato’daki ikinci büyük askeri gücü oluşturan Alman Ordusu savaş bakanı Struck tarafından temsil edilecektir.
Nato proletaryaya ve baskı altındaki halklara karşı terörist bir birliktir.
Nato 1949 yılında Amerika Birleşik Devle tleri (ABD)’nin yetkisi altında emperyalist bir askeri birlik olarak saldırı amaçlı kuruldu. Nato’nun amacı Sovyetler Birliği’nin temsil ettiği sosyalizm ve ulusal kurtuluş mücalelerinin yürütüldüğü bağımlı ülkelerdeki hareketlere karşı savaşmaktı. Adenauer ve Strauß tarafından temsil edilen Alman emperyalistleri açısından Nato, Potsdam Anlaşması ile askeri olarak lağvedilen Batı Alman askeri gücünün, bu anlaşmayı delmek ve elden giden Doğu Almanya’nın yeniden ülke topraklarına katılmasının gerçekleştirilmesi demekti. Alman Ordusu 1954 yılında Nato’ya alındı. Sosyalemperyalist Doğu Bloku’nun çöküşüne kadar Alman Ordusu Nato içindeki görevini emperyalist işbirlikcilerine sadık bir şekilde yerine getirdi.1965’de Endonezya, 1973’de Şili ve 1980’de Türkiye’deki faşist askeri darbeler Nato’nun aktiv desteğiyle gerçekleştirildi. Sayısız devrimcinin ve demokratın kaçırılması, kaybedilmesi, işkenceden geçirilmesinin altında Nato’nun Konturgerilla birliklerinin imzası var.
1990’dan beri özellikle Al-Kaida gibi islamcı terör grupları vb. yaratılarak, yeni “düşman” profilleri oluşturularak Nato’nun dünyanın değişik bölgelerinde konuşlandırılmış birlikleri meşrulaştırılmaya çalışılıyor.
Nato, itiatkar bir dünya yaratmak için emperyalistlerin elinde bir arçtır. Eğer elinizdeki hammaddeleri kendi isteğinizle büyük emperyalist ağalara vermezseniz, yapay sosyal ayaklanmalar çıkarılır yada sebepsiz savaşlar bölgede yaratılır. Nato faşist rejimler kuran, faşist diktator Saddam ve islamcı Bin Laden gibi kişilerin sağdıçlığını yapan terörist bir ağdır.
Gerçek düşman kendi ülkendedir-Almanya’dadır!
Schröder, Fischer ve suç ortakları kendilerini savaş karşıtı hareketin zirvesine yerleştirmeye çalıştılar. Onlar Irak sorunundaki kapkaçta ABD ile düştükleri anlaşmazlıkta kendilerini “barışcıl politikacılar” olarak satmaya çalıştılar. Yaşananlar ise bambaşka bir gerçeği gösteriyor: “Alman işverenleri çoktan Irak’ta iş almış durumdadırlar” (FR, 17.01.04). Polis teşkilatı Alman polisinin yönetimi altında inşa edilecektir. Alman gizli teşkilatı Irak’ta çoktan iş başındadır, öldürülen iki “sınır güvenlik polisi (GSM)” bunun en açık kanıtıdır.
Alman Federal Cumhuriyeti (AFC) kendi çıkarlarını daha iyi koruyabileceklerini düşündükleri ve ABD’den ayrılan bir strateji izlediler. Almanlar Afganistan’daki etkilerini ekonomik, politik ve askeri olarak hergeçen gün daha da arttırmaktadırlar. Alman bakan Struck Alman ordusunun bundan sonraki işgal alanı olarak bütün Afrika kıtasını hedef olarak belirledi. Anda Avrupa müdahale birliği olarak bir Alman askeri birliği Doğu Kongo/İturı bölgesindeki hammadde(petrol,koltan) kaynaklarını Alman sanayisi için güvence altına almak için iş başındadır.
1990’lardan beri Alman ordusu dünyanın her yerine müdahale edebilecek bir yapılanmaya gitmektedir. “Alman çıkarları Hındikuş Dağlarında savunulacaktır” diyen alman savaş bakanı Struck’tur. Alman ordusunun saldırı hedeflerinin listesi uzadıkca uzuyor. Alman Ordusu 1990’da Nato ile beraber Yugoslavya’yı bombaladı. O zaman insan hakları için bombaladıklarını söyledeiler. Dışişleri bakanı Fischer pervasızca şu demagojiye sarıldı: “ikinci bir Auschwıtz engelllenmelidir.” Onların “insansıl misyonu” arkasından harabeye çevrilmiş bir ülke, sayısızca ölü, kadınlara toplu tecavüz ve etnik temizlik bıraktı. Bu “insancıl misyonun” kaybedenleri Balkan halkları oldu, kazananlar ise emperyalistler, en çokta Alman emperyalistleri bu savaştan karlı çıktılar! Alman ordusu halen Makedonya’da ve Kosova’da terör estirmektedir.
Almanların sömürgeci ve emperyalist ordu geleneği
Alman emperyalizmi hiçbir çelişkiye yer bırakmaksızın, sömürgeci ve emperyalist mirasına sahip çıkmaktadır. Hereros ve Nama soykırımlarının üzerinden yüz yıl geçti. Bütün halk ve etnik gruplar Kaiser ordusu tarafından katledildiler. 1. ve 2. Dünya savaşını ilan edip halkların zülüm altında inlemesine neden oldular.
Istanbul’daki Nato zirvesinde büyük emperyalist haydutlar birbirlerinin güçlerini karşılaştıracaklardır. Alman ve Fransız emperyalistleri Irak işgalinde savaş ganimetlerini işgalin desteklenmesi karşılığında talep edeceklerdir. Savaş karşıtı hareketin bütün hayalciliğine karşı uyanık olalım: Alman ordusu ve Nato bu ülkelerdeki sorunları çözemez , onlar ancak yeni sorunlar çıkarırlar. Onlar bu sorunların doğrudan bir parçasıdırlar. Bu, bugün kendi kendisini ispatlıyor. Egemenlerin propaganda makinası medya hergün müslümanlara karşı ırkçı bir propaganda yapmaktadır. Hiç bir etkisi ve önemi olmayan şeriatcı Metin Kaplan kullanılarak Almanya’daki milyonlarca müslüman rehin alınmak isteniyor. Göç yasası daha da katılaştırılmaktadır, sol politik tutukluların faşist rejimlerin hüküm sürdüğü Türkiye gibi ülkelere sınırdışı edilmeleri meşrulaştırılmakdır. Anda ABD’nin Guantanamoda uyguladığı yöntemi uygulayabilmenin yasal zemini hazırlanarak süresiz polis gözaltısının koşulları yaratılmaya çalışılıyor. Anda ihtiyati tedbir olarak ordunun içteki eylemlere, grevlere ve isyanlara karşı kullanılabileceği kararı alındı. İçte çıkabilecek bir direnişi baştan boğmak için, uygulanacak baskının alt yapısı hazırlanıyor.
Sosyal ve politik hakların tırpanlanması dış politikanın militaristleştirilmesiyle el ele yürütülüyor.
ResIstanbul-İstanbul’daki direnişi haydutların kalbine saplayalım!
Alman Ordusu ve Nato emperyalist efendilerinin emrindeki saldırı araçlarıdır. Bunun için bizler ülkelerinin işgaline karşı savaşan halklarla dayanışma içerisindeyiz. Bizler bu halkların işgale karşı, gericiliğe karşı yürüttüğü kavganın ve halk demokrasisiyle, sosyalizm için savaşan bir parçası olacağız!
Alman ordusu ve Nato Afganistan’dan, Doğu Kongo’dan, Balkanlar’dan defol!
Bütün işgalciler Irak’dan ve Güney Kürdistan’dan defolun!
Nato ve Alman Ordusuna karşı savaş!
Esas Düşman Kendi Ülkendedir!